GüncelHaberÖne Çıkanlar

İzmir Şehir Hastanesi Çalıştayı Sonuç Bildirgesi Taslağı

Şehir Hastaneleri Projesi , Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) ile 2013 yılından bu yana yapılmış 34 hastane yapımını ve işletilmesini kapsamakta idi ancak zaman içinde 18 hastaneye indirildi ve bunlardan 14 tanesi hizmete girdi, 4 tanesin de inşaatı sürmektedir. Bu gerilemenin nedeni , bu projelerin verimsiz , çok pahalı ve uzun yılları kapsayan borç yüküne yol açması hususunda kamuoyunun farkındalığının ve direncinin artmasıdır. Bunun bir diğer sonucu kamu yönetiminin  (KÖİ) projelerinden vazgeçerek , yeni hastane projeleri için öz kaynakların kullanılmasına yönelmesidir. Bu hususta kamuoyunun farkındalığı ve direncinin artarak devamı önemsenmeli ve öncelenmelidir.

Şehir Hastanelerinin yapımında yapılan sözleşmelerin ticari sır kapsamında sayılması kabul edilemez.taraflardan birisinin kamu olduğu bu sözleşmelerin açıklanması zorunludur. Sayştay raporlarından elde edilen bilgiler , bu sözleşmelerin tamamen kamunun aleyhine yapılmış çok ağır maddeler  içerdiği ve özel şirketlerin özellikle büyük ve uzun vadeli avantajlar elde ettiği anlaşılmaktadır.  Bu sözleşmeler bir an önce kamuoyuna açıklanmalıdır.

Bu sözleşmelerin anlaşmazlık halinde yargı sürecinin Londra mahkemeleri tarafından görülecek olması , ülkemizde bu konuda Yargı Egemenliğinin devredilmesi anlamına gelmektedir. Bu konunun da saydam bir şekilde kamuoyunun açık hale getirilmelidir.

Hastanelerin bir çok şehirde ulaşım sorunu olan uzak ya da sorunlu alanlara yapılmış olması , hasta akımı açısından yeni sorunlar doğurmaktadır ve bu husus İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi için de geçerlidir. Günlük yaklaşık 80 bin üzerinde çalışan ve hasta trafiğine sahip olacak bu binanın ulaşım açısından altyapı projelerinin öncelikli olarak kamuoyu ile paylaşılması zorunludur.

Bu hastaneleri yapan şirketlere arazinin ücretsiz verilmesi , 49 yıla kadar, aşırı abartılı maliyetlerin kira şeklinde geri ödenmesi taahhüdü kabul edilemez. Hastane binalarının yatak başına ortalama 350 metrekare gibi çok verimsiz ve yüksek maliyetli mimarilere sahip olması , çok geniş fonksiyon dışı alanların yapılmış olması ve klimatizasyon, elektrik , su vb. işletme maliyetlerinin Sağlık Bakanlığına yüklenmiş olması bu hastanelerin pahalılığındaki diğer önemli unsurlardan birisidir. Bu sözleşme koşullarının kamu adına yeniden yapılması zorunludur. Özellikle sözleşmedeki performans kriterleri açısından çok sıkı bir denetim ile gereken yaptırımların uygulanması yoluna gidilmesi hayati bir süreçtir.

Hastane içi mekanların çok uzak olması , acil hastalara ulaşım , konsültasyonların zamanında yapılamaması ve diğer hastane içi hizmetlerin üretilmesinde büyük zorluklar yaratacağı görülmektedir. Bu nedenle ortaya çıkacak maddi ve manevi zararların sorumluluğunun , çalışanlara maledilemeyeceğini özellikle vurgulamak isteriz.

Şehir hastanelerinin açılması ve muhtemel hasta garantilerine bağlı olarak , daha önce hizmet vermekte olan hastanelerin kapatılması asla kabul edilemez. Bu hastaneler bina , altyapı ve tıbbi donanım olarak korunmalı rehabilite edilerek , daha modern ve donanımlı hale getirilerek , daha verimli ve kaliteli hizmet verilmesi sağlanmalıdır. Bu konuda tüm tarafların, meslek odaları , sendikalar , kent konseyleri , sivil toplum kuruluşları ve tüm toplumsal örgütlerin birleşerek , bu konuda direnç göstermeleri hayatidir.

Şehir hastanelerinin sadece bina olarak görülmemesi , bulundukları kentin , sağlık hizmetlerinden başlayarak , sosyal , ekonomik, çevre sağlığı , ulaşım vb pek çok alanda dengelerini bozduğu görülmektedir. Çevrede yeni bir kentleşme alanı ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda bu tür yatırımların her şeyden önce , kentte yaşayanların , kent düzeni ve adaleti bakımından , her düzeyde görüşlerinin alınarak yapılması zorunludur. Bu anlamda , İzmir kentinin ( örneğin güney ,Kaynaklar alanı vb. gibi ) yeni bir hastane projesine ihtiyacı yoktur ve zaten Bayraklı Şehir hastanesi de bir sağlık ihtiyacı üzerinden inşa edilmemiştir.

Şehir hastanelerinde çalışanların , günlük yaşam koşullarının asla gözetilmeden bir mimari yapıldığı ve işletme süreçlerinde de başhekimlik yanısıra bir “yönetim “ tarafının olduğu görülmektedir. Bu iki başlılığın , sağlık hizmetlerin devamlılığı ve etkinliği açısından sayısız sakıncaları vardır ve yönetim , tıbbi yönetim kadroları tarafından yapılmalıdır. Çalışanların günlük yaşam alanları , dinlenme bölgeleri , gereken hijyen ve beslenme imkanlarının gözetilmesi ve örneğin kreş vb. gibi kolaylıkların öncelenmesi zorunludur. Çalışanların tükenmişlik sendromuna girmeleri kesin tedbirlerle ve çalışma düzeni ile önlenmelidir.  Çalışanların ulaşımı hastane işletmesi tarafından sağlanmalıdır.

Çalışanlara bazı firmalar tarafından imzalatılan “gizlilik sözleşmesi “ kabul edilemez. Spesifik ilerle görevli personele iş tanımları dışında başka işler yaptırılması kabul edilemez. Angarya yasaktır.

Bazı personelin  yeni hastanelere alınması sürecinde , özellikle eski hastanelerdeki taşeron firmalara bağlı olarak çalışmakta olan ve kadro temin edilemeyen personelin iş güvencesi sağlanmalı ve işsizlik riski çözümlenmelidir. Bu deneyimli personelin sistem içinde tutulması öncelenmeli ve özlük hakları korunmalıdır.

Hastanelerin altyapısı : kanalizasyon , arıtma , su ihtiyacı , elektriksel altyapı , ısıtma , soğutma , iklimlendirme vb. konularda en uygun koşulların sağlanması ve bu altyapı özelliklerinin kamuoyu ile paylaşılması gerekir. Bu altyapı , inşaat firmasının sorumluluğundadır. Bu hususta kentsel adalet kurallarına bağlı kalınmalıdır.

Bu hastaneler , asla temel sağlık sistemi düzenini yani basamaklı sağlık sistemini unutturmamalıdır. Bu esastır. Basamaklı sağlık sistemini sonuna kadar savunacağız. Esas olan kaliteli ve yeterli sağlık sistemidir. Ülkemizin 5 yıldızlı otele değil 5 yıldızlı sağlık hizmetine ulaşması esastır.

İzmir Bayraklı Şehir Hastanesinin , İzmir Tabip Odası , İzmir Barosu , TMMOB İzmir , Kent Konseyleri Birliği , Odalar , Sendikalar , Sivil Toplum Kuruluşları , Dernekler ile bir platform halinde çok yakından takip edileceği bilinmelidir. Sadece mevcut sözleşmeler değil , bunların performans değerlendirilmeleri , satın almalardan , yapılacak olan ihalelere kadar  her husus yakından takip edilecektir. Çalışanların günlük yaşam koşulları , ulaşım , dinlenme , beslenme ve diğer tüm sosyal ve özlük ve etik hakları açısından takip edileceği , aşırı çalışma , angarya , mobbing , sağlıkta şiddet vb. açılardan tüm çalışanların haklarının sonuna kadar izlenmesinin ve korunmasının sağlanacağı konusunda mutabık kalınmıştır.  

Şehir Hastaneleri konusunda İzmir Şehir Hastaneleri Platformunun paydaşları , kentin tüm paydaşlarının katılım sağlayacağı bir yapılanma ile tüm kentlilerin bu konuda farkındalığını artıracak ve kamuoyunu sağlıklı bilgilendirecek organizasyonlar yapmaya devam kararı uygun bulunmuştur.